Siz değerli misafirlerimizi Aydından  alıp sabah saat 04:45’de Adnan Menderes Havalimanı iç hatlar terminaline geçip, SUNEXPRESS Hava Yolları Check-in işlemlerimizi tamamlayarak saat 06:45 uçağı ile hareket ediyor ve saat 08:10’da Adana Havalimanına iniyoruz. Adana’da uygun bir yerde kahvaltımızı aldıktan sonra Çukurova’nın kalbi Adana'da bizleri bekleyen aracımız ile buluşarak sabah kahvaltımızı almak üzere ünü yurtdışına aşmış bölgenin meşhur kültürü ciğer kebap ile kahvaltımızı (extra) aldıktan sonra Adana'yı gezmeye başlıyoruz. İlk durağımız Adana’nın tarihi simgelerinden Taşköprü oluyor. Roma döneminden kalma 1700 yıllık tarihiyle hala kullanımda olan en eski taş köprüyü gördükten sonra Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun en büyük camiisi olan Sabancı Camii'ni de görüp Gaziantep’e doğru yola çıkıyoruz. 2 saatlik yolculuğumuzun ardından Gaziantep'e varıyoruz. Burası Güneydoğu Anadolu'nun tarihî ve lezzetleriyle ünlü olan bir şehridir. Bölgeye göre çok gelişmiş ve güzel bir şehir olduğundan kimileri burayı “Doğu'nun Paris'i” olarak da adlandırır. Gaziantep’i tanımaya başlarken şehirdeki ilk durağımız Büyük İskender tarafından geçit yeri anlamında isimlendirilen Zeugma’dan çıkartılan mozaiklerin sergilendiği Mozaik Müzesi olacak. Dünyaca ünlü ‘Çingene Kızı Mozaik"inin yanı sıra konusunu yunan mitolojisinden alan mozaikleri rehberimizin anlatımları eşliğinde gördükten sonra şehir merkezine geçiyoruz. İlk kez 1638 yılında yapılan ve 1901 yılındaki yangından sonra yenilenerek günümüze kadar ayakta durabilen Tahmis Kahvesi’nde vereceğimiz molanın ardından çarşılarda satılan birbirinden güzel yemeniler, meşhur Almacı Pazarı'ndan yöreye özgü baharatlardan ve yörede bandırma olarak bilinen cevizli sucuklardan tutunda Bakırcılar Çarşısı'nda satılan birbirinden güzel bakır eserlerden alma imkanımız olacak. Ardından dinlenmek ve konaklamak üzere Gaziantep merkezde bulunan otelimize geçeceğiz. Otelde alınan akşam yemeği ve sabah kahvaltısı fiyatımıza dahildir.

Sabah otelde alacağımız kahvaltımızın ardından Fırat Nehri üzerinde kuzeyden güneye 4. baraj olan Birecik Barajı ile bir kısmı sular altında kalan Batık Şehir Halfeti’ye doğru yola çıkıyoruz. Bizi bekleyen özel teknemizle Birecik Baraj Gölü üzerinde birbirinden güzel manzaraların eşliğinde yaklaşık bir saat sürecek tekne turumuza başlıyoruz. (Fiyata Dahil) Tekne turumuz esnasında ilk dikkatimizi çeken yapı Fırat Nehri ile Merziman Çayı’nın birleştiği noktada kurulan heybetli Rumkale oluyor. Kalenin ardından bir zamanlar yaşam alanı olarak kullanılmış Mağara Evleri ve önemli bir kısmı sular altında kalmış olan Savaşan Köyü’nü, sular altında kalan camiinin suların üzerinde kalan tek kısmı olan minaresini görüp fotoğrafladıktan sonra teknemizle Halfeti'ye geri dönüyoruz. Bu esrarengiz tekne gezimizin ardından sıradaki durağımız kralların dağları Nemrut olacak. Aracımızla Kahta'ya hareket ediyoruz. Minibüslerimize binerek Kâhta ilçesi üzerinden Nemrut Dağı Milli Parkı sınırları içerisinde bulunan Kommagene Krallığı’ndan günümüze kalan en önemli eserleri görmek üzere yola devam ediyoruz. İlk durağımız Kommagene ailesi kadınları için yaptırılan ve önündeki sütun üzerinde bulunan kartal heykeli nedeniyle yöre halkı tarafından Karakuş Tümülüsü olarak adlandırılan mezar yapısı oluyor. Ardından minibüslerimizle roma imparatoru septimus severus zamanında eski adıyla Chabinas şimdiki adıyla Cendere suyu üzerinde inşa edilen Cendere Köprüsü oluyor. Köprüyü görüp Septimus Severus ailesiyle olan ilişkisini rehberimizden dinledikten sonra Nemrut Dağı’na ulaşıyoruz. 2150 metre yükseklikteki zirvede Antiochos’un mezarının doğu ve batı taraflarındaki Zeus, Oromasdes, Apollon, Mithras, Herakles, Artagnes, Kommagene, Fortuna tanrılar heykellerinin hikayesini rehberimizin güzel anlatımlarıyla dinliyoruz. Fotoğraf çekimlerimizi yaptıktan sonra önce Kahtaya sonra konaklama için Adıyamandaki otelimize geçiyoruz.

Sabah otelde alacağımız kahvaltımızın ardından 4000 yıl öncesine ait olan Kültepe, Mari ve Ebla tabletlerinde adından bahsedilen Harran'a doğru yola çıkıyoruz. Kentin meşhur Konik Kubbeli Evleri’nden birini ziyaret ediyoruz. Helenistik dönemin meşhur Edessa kenti olan ve Hristiyan resim sanatı üzerinde büyük etkisi olan kutsal mendil olayında önemli rolü olan ve ayrıca Abgar Krallığı’nın başkenti de olan Şanlıurfa’da yürüyerek şehri gezmeye başlıyoruz. Yapacağımız yürüyüşte Hz. İbrahim (A.S)'ın Nemrut tarafından ateşe atıldığı Balıklıgölü, az ilerisindeki Ayn Zeliha Gölü’nü, Rızvaniye Camii’sini ve Hz. İbrahim (A.S) 'ın doğduğu mağara olarak bilinen mağarayı görüyoruz. Buradaki gezimizin ardından eski Urfa’dan günümüze kalan en önemli eserlerden olan Hanlar Bölgesi’ne geçiyoruz. Burada vereceğimiz serbest zamanda dileyen misafirlerimiz alışveriş yapabilirler ya da meşhur Gümrük Han’da kahvelerini içebilirler. Buradan sonra insanlığın bilinen ilk mabedine, Göbeklitepe’ye doğru yola çıkıyoruz.1996 yılında kazı çalışmaları başlayan Göbeklitepe’nin Neolitik dönem insanının kutsal tapım merkezi olduğu bilinmektedir. Buradaki tapınakları görüp Göbeklitepe hakkında rehberimizden bilgi aldıktan sonra aracımızaotelimize geçiyoruz. Akşam sıra gecesi için sizlere verilen saatlerde lobide buluşarak Şanlıurfa kültürünün bir parçası olan Yemekli Sıra Gecesi’ne katılıyoruz. 

  Sabah otelde alacağımız kahvaltı sonrası Diyarbakır'a doğru devam edeceğiz. Diyarbakır'a varışımızın ardından Diyarbakır Ulu Camii, Hasan Paşa Hanı, Diyarbakır Surları’nı, Hevsel Bahçeleri’ni, Mardin Kapısı’nı ve Hz.Adem ile Hz.Havva’nın indirildiğine inanılan Kırklar Dağı’nı görüyoruz .Ardından Mardin’in sembollerinden olan Abbaralar’dan geçip MİDYAT'a gidiyoruz sıradaki durak noktamız Mor Gabriel Manastırı olucaktır. Rehberimiz eşliğinde burada gezimizi gerçekleştirdikten sonrasında Midyat'ta bulunan Midyat Konuk Evi olarak bilinen ve eski bir süryani yapısı olan ve günümüzde bir çok dizi çekiminde kullanılan konağı gezdikten sonra Gümüşçüler Çarşısı’nda vereceğimiz serbest zamanda dileyen misafirlerimiz bölgenin önemli el sanatlarından olan Telkari gümüş işçiliği örneklerini görüp alışverişlerini yapabilirler. Turumuzu bitirdikten sonra konaklamamız midyatta....

Sabah otelde alacağımız kahvaltı sonrası Mezopotamya ovasının içlerine doğru devam ediyoruz. Mezopotamya’nın önemli gezi noktalarından olan ve Doğu’nun Efes’i olarak bilinen Dara Antik Kenti’ne varıyoruz. Dünyanın ilk biyolojik savaşlarından birine sahne olmuş, Eski Roma’nın bu uç garnizonunda ummadığınız büyüklükte görkemli Dara Sarnıcı’nı, son derece etkileyici olan Dara Toplu Mezar Alanı’nı gördükten sonra MARDİN gezimize başlıyoruz.  Selçuklu döneminde üniversite denginde eğitim veren bu olağan üstü mimaride Güneydoğu kültüründeki eyvan felsefesini öğrenip gezilerimizi tamamladıktan sonra bölgenin en önemli yapılarından biri olan Ulu Camii’yi görüyor ve fotoğraflıyoruz. Ardından birçok dizi ve filme ev sahipliği yapmış Ptt Binası, Şehidiye Camii ve Medresesi’ni ziyaretimiz sonrası  konaklamak üzere otelimize geçiyoruz. Konaklama ve akşam yemeği  Mardin otelimizdedir.

Sabah otelimizde aldığımız kahvaltının ardından  “Gecesi Gerdanlık, Gündüzü Seyranlık” sıfatı verilen Mardin’de ilk gezi noktamız ise Kasımiye medresesi olacak. Bu muhteşem yapıyı keyifle gezip, rehberimizin anlatımlarını dinledikten sonra 640 yıl boyunca Süryani Ortodoks patriklerinin ikamet yeri olan Deyr-ul Zaferan Manastırına gidiyoruz. Burada 52 Patrik ve Metropolik mezarının bulunduğu Azizler Evi'ni, Aziz Hananyo Kilisesi'ni ve Meryem Ana Kilisesi'ni ziyaret edeceğiz ve sonrasında, Eski Mardin’e hareket edip, aracımızdan Diyarbakır Kapı’da ineceğiz, buradan dolmuşlara (ekstra) biniyoruz. Hz. Muhammet'in habercisi olarak bilinen Abdullah Bin Enes El Cüheyni'nin Kabri’nin bulunduğu Şeyh Çabuk Camii’ni dışarıdan görerek Cumhuriyet Meydanı’nda dolmuşlardan iniyoruz. Minaresindeki kitabeye göre 1176 tarihi, banisi ise Diyarbekir Meliki II.Kutbüddin İlgazi kabul edilen, Ermeni Usta Lole tarafından yapıldığı tahmin edilen ve minaresi ile meşhur, 1889 tarihinde, II.Abdülhamit döneminde yenilenmiş, Ulu Camii’yi ve Sokaklar arasında kemerli geçişleri sağlayan Abbaraları gördükten sonra başlayacak serbest zamanımızda isteyen misafirlerimiz eski bir Ermeni Konağı olan ve Şahtana Konağı olarak bilinen Eski Ptt Binası ve 13. Yüzyılın başlarında Artuklu Sultanı Melik Nasreddin Artuk Aslan tarafından yaptırıldığı sanılan Şehidiye Camii’ni görebileceklerdir.Turumuzu burada bitirdikten sonra extra akşam yemeği ve serbest zaman sonrası belirtilen saatte toplanıyor ve önce İzmir havalimanına hareket etmek üzere Mardin Hava limanına geçiyoruz.Uçak C/in işlemleri sonrası uçağa binerek izmire sonra aydına varıyor bir başka gülcetur organizasyonunda buluşmak üzere ayrılıyoruz.